ATATÜRK İLKOKULU ( 6/A SINIFI ) -Ordu/Gürgentepe-
  Hikayeler
 
RENKLİ İŞARETLER
Ben ilk önce kendimi tanıtarak hikayeme başlayayım.Ben nokta yani bitmiş cümlelerin sonuna konarım.Ben bitmiş cümlelerin sonuna konmakla kalmam, kısaltmaların arasına, tarihlerin arasına da konarım.
Arkadaşım insanların sorunlarının sonuna konar,mi eki ile de çok iyi arkadaştır.Bu arkadaşımın adı soru işaretidir.Korktuğumda, şaşırdığımda,heyecanlandığımda ünlem arkadaşım ile paylaşırım.Diğer bir arkadaşım ise bitmemiş cümlelerin sonuna,benzer örneklerin sürdüğünü, karşılıklı konuşmalarda suskunluk belirtmek için [yani hikayelerde] kullanılır.Bu arkadaşımın adı üç noktadır.Ben ve arkadaşlarım bir maceraya katılmak istersek bir hikayenin, bir romanın,bir yazının içinde buluruz kendimizi.Hepimizin ayrı bir görevi olduğu için pek fazla oyuna zaman ayıramayız.Çünkü hepimizin önemli görevleri var.Ben yine arkadaşlarımı tanıtmaya devam edeyim.Diğer bir arkadaşım açıklama yapılacağı zaman kullanılır.Bu muhteşem arkadaşımın adı iki noktadır.İki nokta arkadaşım sadece açıklama yapılacağı zaman kullanılmaz, konuşma yapılacak kişinin önünde de bulunur.Kesme işareti arkadaşım ise özel isimlere gelen çekim eklerini ayırmada, sayılara gelen ekleri ayırmadan hoşlanan renkli arkadaşlarımdan bir tanesidir.Virgül ise sıralanan örneklerin arasına girmeden hoşlanır.Bu arkadaşlarım ile çok renkli bir işaret dili oluştururuz.Arkadaşlarım ve ben yazılara anlam katarız.Kimi cümlede anlam karışıklığını gideririz.Kimi cümlede vurgulu ve duygulu okuttururuz.                                                                                                                                                                                                     
     Biz bu dünyadan çok hoşnutuz. Eğer yazı yazarken bize dikkat ederseniz, bu renkli dünyamıza katılır ve sizde bizim gibi zevk alırsınız.
ÖĞRETMEN                        : CAN ŞİMŞEK
HAZIRLAYAN                       :TAYYİB ŞAHİN
 
 
KARAKOLDA İLK GÜN
            Sisli ve soğuk bir pazartesi günüydü. Gürgentepe İlçe Jandarma Komutanlığı’nda her şey sıradan seyrinde devam etmekteydi. Kahramanlarımız nasıl bir yerde on beş ay geçireceklerinden habersiz hayatlarına devam etmekteydi.
          Karakolda işler normal seyrinde ilerlerken birden yaklaşan bir araba göründü. İçeri giren araba karakola yanaştı ve durdu. Kapı açıldı ve içinden sırasıyla Nokta, Virgül, Soru İşareti, İki Nokta ve Ünlem aşağı indi. Onları karakolun önünde eski ve tecrübeli asker olan Üç Nokta karşıladı. Üç Nokta yeni arkadaşlarını aldı ve kalacakları yeri göstermek için koğuşa götürdü.
        Meraklı gözlerle etrafa bakınırken Nokta sessizliği bozdu ve sordu:
-          Burada çarşaflar sık sık yıkanıyor mu? Ben temizlik konusunda çok titizimdir.
Üç Nokta hemen cevapladı:
-          Tabi ki temizdir. Burada temizlik çok önemlidir. Her şey temiz ve tertiplidir.
Virgül etrafına şöyle bir bakıp ‘dolaplarımız olacak mı?’ diye sordu:
-          Evet. Hepinize dolap verilecek.
-          Boş dolap mı verilecek peki?
-          Havlunuz içinde. Daha sonra diş macunu, diş fırçası, kıyafetleriniz ve tıraş takımınız verilecek.
-          Hepsi dolapta mı duracak?
-          Burada belli bir dolap düzeni var. O düzeni öğreteceğiz size ve o düzene uymak zorundasınız.
Soru İşaretinin meraklı bir yapısı vardı. O da hemen atıldı :
-          Bu yatakta daha önce kimse yattı mı? Sanki yeni gibi. Çok temiz bırakılmış.
-          Bu yatakta Hüseyin Gezmiş adında bir asker yatıyordu.
-          Şimdi nerde?
-          O bitirdi vatan borcunun bu kısmını ve baba ocağına döndü. Bayrağı size devretti.
Ünlem çok tedirgindi. Bu hali hemen belli oluyordu. Üç Nokta dayanamadı ve sordu:
-          Sen rahat değilsin gibi? Bir sorun mu var?
-          Burada hırsızlık gibi şeyler oluyor mu? Değerli eşyaları nerede saklıyorsunuz?
-          Ben on aydır buradayım ve hiç böyle bir sorun yaşamadım. Olacağını da sanmıyorum.
-          Yani rahat olabiliriz dimi.
-          Tabi ki bu konuda hiç şüpheniz olmasın.
İki Nokta ‘biraz da dışarıyı gezebilir miyiz?’ dedi ve dışarı doğru yola koyuldular
Etrafı meraklı gözlerle süzdükten sonra burada geçirecekleri on beş ayı merak etmeye başladılar. Burada geçirecekleri günlerin merakı içinde günlerinin geçmesini beklediler.
Berke KARADAĞ
 
                                   NOKTALAMA İŞARETLERİ
 
BİR GÜN SORU İŞARETİ DİYE BİRİSİ VARMIŞ. ONUN ARKADAŞLARI VARMIŞ. İSİMLERİ:NOKTA,VİRGÜL,ÜNLEM VE İKİ NOKTA ÜST ÜSTTE BU ARKADAŞLARI İLE ÇOK İYİ VAKİT GEÇİRİYORMUŞ.ERTESİ GÜN SORU İŞARETİ HASTA OLMUŞ.ONUNLA NOKTA OKULA GİTMEYE KARAR VERMİŞ.O GÜN HASTA OLDUĞUNU DUYMUŞ.
NOKTA  TEK BAŞINA OKULA GİTMİŞ.ARKADAŞLARI,NOKTAYA SORMUŞLAR.NİYE ÜZGÜNSÜN?DERLER,ODA SORU İŞARETİ HASTA OLUĞU İÇİN OKULA GELEMEMİŞ.ONLARDA ÜZÜLMÜŞ,HEMEN OKUL ÇIKIŞI ZİYARET ETMEYE GİTMİŞLER.GEÇMİŞ OLSUN DEYİP YANINDAN AYRILMIŞLAR.ERTESİ GÜN İYİ OLDUĞUNU DUYUNCA ÇOK MUTLU OLMUŞLAR.
 
ADI:BORA
SOYADI:KORKMAZ
 
 
NOKTALAMA İŞARETLERİ
 
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde bir cümle ve bu cümlenin içinde yaşayan bir virgül ile bir nokta varmış. Virgül'ün noktaya olan aşkı dilden dile dolaşırmış. Virgül noktayı çok seviyormuş ama ona açılamıyormuş sürekli dolaylı tümleçlerin arkasına saklanıyormuş. Noktaya olan aşkı onun içini kemirip duruyormuş, ama ona yaklaşamıyormuş çünkü bir virgül ile noktanın yan yana olduğu nerede görülmüş. Virgül sürekli dünyanın en güzel tümleçlerini arar bulur ve noktanın yanına getirirmiş onun için.

          Bir gün virgül bir cesaret bulup aradaki tümleci kaldırmış, nokta bu duruma çok şaşırmış. Virgül ne kadar yaklaşırsa yaklaşsın nokta hiç yaklaşmıyormuş ama virgüle musa de ediyormuş. Gel zaman git zaman günlerden bir gün virgül ile nokta arasına kötü bir özne girmiş. Virgül ne kadar uğraştıysa da o özneyi çıkartamamış ve nokta da ona hiç yardımcı olmamış. Geçen zamanla birlikte virgül noktayı görememenin acısıyla kıvranmaya dayanamamış ve cümleyi terk etmiş sonra kendi kendine yemin etmiş demiş ki; Artık hiçbir cümlenin virgülü olmayacağım.

         Bu masalın noktasını koymadan önce belirtmek isterim ki, virgül bir cümleden çıktığı zaman çoğu kez o cümle artık başka bir cümledir. Gökten üç elma düşmüş, biri hiç duruşunu bozmayan duygularını ifade etmeyen noktaya, biri noktanın yanına tutarsızca yapışan özneye ve sonuncusu da cümlesini terk edip gurbetlik kelimelerde iştahsız yaşayan virgüle.

 
 
 
ADI:BURAK                     
SOYADI:KORKMAZ
 
 
 
NOKTALAMA İŞARETLERİ
   Bir gün parkta oynarken arkadaşıma bir soru sordum . Ali eve geldi mi (…) cümlesinde parantez içine hangi noktalama işareti gelmeli dedim. Arkadaşım cebindeki noktalama işaretlerini çıkarıp baktı soru işareti yoktu gitti soru işareti satan amcadan 2 tane soru işareti aldı ve parantez içine yerleştirdi. Arkadaşıma bir soru daha sordum Ali eve geldi (…) parantez içine ne gelicek diye sordum noktayı oraya koydu cümleler birleşti şöyle bir cümle oluştu . Ali eve geldi mi ? Ali eve geldi. Sonra eve gittim uyudum.Bir sonraki gün.Babam bana bir soru yazdı. Manavdan elma (…) armut (…) mandalina (…) portakal ve ayva aldım cümlesinde parantez içine ne gelicek dedi. Bende virgül gelicek dedim 2 tane virgülüm vardı ikisini koydum babamda 1 tane koydu cümle şöyle oldu manavdan elma, armut, mandalina, portakal ve ayva aldım. Bir soru daha sordu . Eyvah , ev yanıyo (…) parantez içine ne gelicek dedi bende hemen cevap verdim ünlem işareti gelicek dedim. Cümle şöyle oldu Eyvah , ev yanıyo ! Bir hafta sonra. Arkadaşıma bir mesaj göderdim. Mesaj arkadaşıma ulaşmış .
    Arkadaşıma sorular sordum. Anne Ahmetlere gidebilir miyim (…) Annem dedi ki Ahmetlere gide bilirsin (…) dedi. Eyvah, elimi yaktım (…) Annem marketten peynir (…) salam (…) yoğurt (…) ekmek ve bisküvi al dedi parantezlerin içine ne gelicek? Birde bir soru daha sorucam. Babamla konuşuyodum (…)   
   - karnen nasıl(…) dedi.
   -iyi(…) dedim.
 Parantez içine ne gelicek ? İyi eğlenceler .
 
YİĞİTHAN ERSOY

                   NOKTA    İLE   VİRGÜL
 
            Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde bir cümle ve bu cümlenin içinde yaşayan bir nokta ile virgül varmış.Virgül’ün nokta’ya olan aşkı dilden dile dolaşırmış.Virgül noktayı çok seviyormuş ona açıklıyamıyormuş sürekli tümleçlerin arkasına saklanıyormuş noktaya olan aşkı içini kemirip duruyormuş ama ona yaklaşamıyormuş çünkü bir virgül ile noktanın yan yana olduğu nerede görülmüş.Virgül sürekli dünyanın en güzel tümleçlerini arar
bulur ve noktanın yanına getirirmiş onun için.Birgün virgül bir cesaret bulup aradaki tümlece kaldırmış.Nokta bu duruma çok şaşırmış .Virgül ne kadar yaklaşırsa yaklaşsın nokta hiç yaklaşmıyormuş ama virgüle müsaade ediyormuş.Gel zaman git zaman günlerden bir gün virgül ile nokta arasında kötü bir özne girmiş.Virgül ne kadar uğraştıysa da o özneyi çıkartamamış ve noktada ona hiç yardımcı olmamış.Geçen zamanla birlikte virgül noktayı görmemenin acısıyla
kıvranmaya dayanamamış ve cümleyi terk etmiş sonra kendi kendine yemin etmiş demişki; artık hiçbir cümlenin virgülü olmayacağım.Bu masalın noktasını koymadan önce belirtmek isterim ki virgül bir cümleden çıktığı zaman çoğu kez o cümle  artık başka bir cümledir.
 
Zehra BATTAL                             
 
 
  11 ziyaretçi (16 klik)  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol